Ahmet Yesevi Üniversitesinde “Asya-Pasifik Serbest Ticaret Anlaşması ve Küresel Sistem Üzerindeki Çok Boyutlu Etkileri” Başlıklı E-Panel Düzenlendi

1 Aralık 2020 tarihinde Ahmet Yesevi Üniversitesi Avrasya Araştırma Enstitüsü, Ankara Üniversitesi Asya-Pasifik Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi (APAM) ve Türkiye Enerji Stratejileri ve Politikaları Araştırma Merkezi (TESPAM) işbirliğinde “Asya-Pasifik Serbest Ticaret Anlaşması ve Küresel Sistem Üzerindeki Çok Boyutlu Etkileri” başlıklı E-Panel düzenlendi.

Asya-Pasifik bölgesi, son 20-30 yıldır gerçekleştirdiği siyasi ve ticari-ekonomik atılımlarla günümüzde dünya ekonomisinin en önemli ağırlık merkezlerinden biri hâline gelmiştir ki bölgenin siyasi ve ekonomik açıdan yükselmesiyle beraber bölge ülkeleri arasında ekonomik ilişkilerin güçlendirilmesi, ticaret ve yatırımın serbestleştirilmesi, ticari ve teknik iş birliği ile iş bağlantılarının kolaylaştırılması da ciddi bir ihtiyaç olarak görülmektedir. Her ne kadar Asya Pasifik bölgesinde, bir süredir küresel ve bölgesel çaplı jeopolitik mücadeleler ile çeşitli anlaşmazlıklar olmasına karşın, bölgesel ekonomik işbirliği, ticaret ve yatırım konularını kapsayan ekonomik bölgeselleşme ve entegrasyon süreci de giderek hazırlanmaktaydı. Bu çerçevede, Asya-Pasifik’teki Bölgesel Kapsamlı Ekonomik Ortaklık Anlaşması (RCEP) gibi son jeoekonomik gelişmeleri tartışmayı hedefleyen uluslararası E-Panel’de bölge uzmanları söz konusu gelişmenin olası çok boyutlu etkilerini değerlendirdi.

Türkiye Enerji Stratejileri ve Politikaları Araştırma Merkezi (TESPAM) Genel Sekreteri Gazeteci Yazar Neşat Gündoğdu’un moderatörlüğünde yürütülen uluslararası E-Panel’de Ankara Üniversitesi Asya Pasifik Araştırmaları Merkezi (APAM) Müdürü Prof. Dr. Merthan Dündar, Ahmet Yesevi Üniversitesi Avrasya Araştırma Enstitüsü Müdürü Doç. Dr. Vakur Sümer, TESPAM Başkanı Oğuzhan Akyener ve Hoca Ahmet Yesevi Uluslararası Türk-Kazak Üniversitesi Avrasya Araştırma Enstitüsü Kıdemli Uzmanı Omirbek Hanayi sunum yaptılar.

İlk olarak sunum yapan Ahmet Yesevi Üniversitesi Avrasya Araştırma Enstitüsü Kıdemli Uzmanı Omirbek Hanayi, Kasım 2020’de Güneydoğu Asya Ülkeleri Birliği (ASEAN) 37. Liderler Zirvesi kapsamında ASEAN üyeleri Brunei, Kamboçya, Endonezya, Laos, Malezya, Myanmar, Filipinler, Singapur, Tayland ve Vietnam ile birliğin diyalog ortaklarından Avustralya, Çin, Japonya, Güney Kore ve Yeni Zelanda arasında imzalanan RCEP Anlaşması hakkında temel bilgiler verdi. 8 yıl süren müzakereler sonucunda varılan anlaşmada ASEAN’ın daha çok aktif rol oynadığını belirten Omirbek Hanayi, aslında söz konusu anlaşmaya ASEAN’ın Avustralya, Çin, Güney Kore, Japonya ve Yeni Zelanda gibi serbest ticaret ortaklarıyla önceden var olan çeşitli serbest ticaret anlaşmalarını genişletmek ve iyileştirmek amacıyla yaklaştığını ifade etti. Ayrıca, 2013’te gündeme getirdiği Kuşak ve Yol girişimi çerçevesinde RCEP ülkeleriyle ticari-ekonomik ve yatırım iş birliğinin güçlendirilmesine ihtiyaç duyan Çin’in de konuya yönelik müzakerelere aktif olarak katıldığını söyledi. Fakat anlaşmanın imzalanmasıyla ABD-Çin arasındaki küresel rekabetin giderek arttığı ve Asya-Pasifik’te ABD önderliğinde Çin’e karşı ittifakın oluşmaya başladığı bir döneme denk geldiğinin altını çizen Omirbek Hanayi, onaylanma sürecindeki RCEP Anlaşması’nın geleceğinin taraf ülkeler arasındaki ilişkilerin geleceğinin yanı sıra, Asya-Pasifik’teki en büyük krizlerden olan Güney Çin Denizi ve Sankaku adaları üzerindeki egemenlik tartışmaları, Çin-Hindistan Sınır Anlaşmazlığı, Tayvan sorunu ve Kore Yarımadası gerginliği gibi sorunların nasıl çözüleceği ile de doğrudan bağlantılı olduğunu vurguladı.

TESPAM Başkanı Oğuzhan Akyener, RCEP Anlaşması’nın bölgede enerji bağlamında ne gibi yenilikleri getireceği ile ilgili sunumda bulundu. Günümüzde dünyada yeni dengelerin kurulduğunu, dünya düzeninin sürekli değiştiğini ve Batı’nın güç kaybederken Doğu’nun güç kazandığını dile getiren Oğuzhan Akyener, böylesi bir dönemde gündeme gelen RCEP Anlaşması’nın çok önemli ve akla pek çok soru getiren bir anlaşma olduğuna değindi. RCEP ülkelerinin, kendi aralarında tarifelerin indirilmesi veya kaldırılması gibi konularda ekonomik işbirliği sürecine girmelerine rağmen, bu süreç dâhilinde kendileri arasında da pek çok siyasi ve hatta güvenlikle ilgili sorunların da çözülmediğinin ortada olduğunu belirtti. RCEP Anlaşması’na taraf olan 15 ülkenin içinde Çin, Avustralya, Endonezya, Japonya ve Güney Kore’nin gayrı safî millî hasılalar noktasında ağırlığı olan ülkeler olduklarını belirten Oğuzhan Akyener, bu ülkelerin -enerji açlığı bakımından bakıldığında- çok dikkat çeken sorunlarla karşı karşıya kaldıklarını da bildirdi. Bu ülkeler içinde büyük ülkeler diyebileceğimiz bazı ülkelerin kendi imkânlarıyla ve stratejilerle enerji güvenliklerini yoluna koyduklarını söyleyen Oğuzhan Akyener, RCEP Anlaşması’nın enerji konusunda neler getireceğinin ise merak konusu olduğunun altını çizdi.

APAM Müdürü Prof. Dr. Merthan Dündar, öncelikle RCEP Anlaşması ile ilgili birçok farklı değerlendirmelerin bulunduğuna değinerek aslında RCEP görüşmelerinin Çin ve Hindistan’ın beraber yer almasıyla çok büyük bir coğrafya ve çok büyük bir nüfusla küresel olarak dünyaya belli alanlarda yön verebilecek bir yapıya doğru ilerlerken Hindistan gibi bir ortağın görüşmelerden ayrılması ve imzalanan anlaşmada yer almamasının yapıyı çok farklı bir yere getirdiğini belirtti. Anlaşmada yer alan ülkelerin kendi aralarındaki mevcut birçok sorunların yanı sıra, şimdilik bu yapı içerisinde yer almayan ABD’nin önümüzdeki dönemde buna nasıl yaklaşacağının da büyük bir soru işareti olduğundan bahseden Prof. Dr. Merthan Dündar, Çin’in söz konusu anlaşmada daha çok öne çıkmaya çalışacağını ifade etti. Asya-Pasifik’teki söz konusu serbest ticaret anlaşmasının Türkiye’ye nasıl etkileri ve faydaları olacağını ve Türkiye’nin Asya-Pasifik’e yönelik çalışmalarının ne yönde gelişeceği konusunun iyice incelenmesi gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Merthan Dündar, bundan da önce, Türkiye’nin bölge ülkeleriyle olan ticari-ekonomik ilişkilerinin durumu ve geleceğinin araştırılması gerektiğini sözlerine ekledi.

Ahmet Yesevi Üniversitesi Avrasya Araştırma Enstitüsü Müdürü Doç. Dr. Vakur Sümer konuşmasında, Çin, Japonya ve Güney Kore’nin etrafında şekillenen Asya’nın yükselişinin, diğer bir deyişle Doğu’nun yükselişi de denilebilecek bir dönemde gündeme gelen RCEP Anlaşması’nın beraberinde tedrici ancak hatırı sayılır ekonomik etkiler yaratacak bir anlaşma olduğunu vurguladı. RCEP Anlaşması’nın Çin’in önderliğinde yürütüleceğine dair görüşlerin de bulunduğunu söyleyen Doç. Dr. Vakur Sümer, fakat Çin’in karşısında ağır sıklet denilebilecek Avustralya, Japonya ve Güney Kore gibi önemli bölgesel ekonomik güçlerin de anlaşmada yer aldığının altını çizdi. RCEP Anlaşması’nın görece gevşek bir Anlaşma olmasından hareketle, Avrupa Birliği ülkelerindeki gibi ekonomik birlikteliğe doğru ilerlemesi için önünde kat etmesi gereken çok büyük mesafeler olduğunu dile getiren Doç. Dr. Vakur Sümer, bölgenin çok büyük olmasından ve çok farklı ticari-ekonomik öncelikleri bulunan üye ülkeleri bir serbest ticaret anlaşması çerçevesinde birleştirebilmenin zor olduğundan da bahsetti.

E-Panel’in sonunda moderatör ve TESPAM Genel Sekreteri Neşat Gündoğdu, dinleyicilerden gelen soruları yönlendirdi. Gelen soruları yanıtlayan tebliğ sahipleri ise, küresel ve bölgesel jeopolitik ve jeoekonomik gelişmeler çerçevesinde bölge ülkeleri arasındaki siyasi ve ticari-ekonomik ilişkiler nasıl gelişebileceği konusunda görüş alışverişinde bulundular.

 

 


Haber Resimleri