Avrasya Araştırma Enstitüsünde Uzman Araştırmacı Marat Shibutov “Politikada Coğrafi Determinizm” Konulu Seminer verdi.

 

 

2 Mart 2017 Tarihinde Avrasya Araştırma Enstitüsünde Uzman Araştırmacı Marat Shibutov “Politikada Coğrafi Determinizm” Konulu Seminer verdi.

Marat Shibutov seminerinde ana hatlarıyla coğrafi determinizm alanının tarihçesi, gelişim süreci ve dalları konularına değindi. Coğrafi determinizm alanının tarihinin eskilere dayanmasına rağmen Sovyetler Birliği zamanında fazla bilinen bir konu olmadığını ifade etti. Coğrafi determinizmi tarihte Yunanlıların çok iyi inceleyerek çalıştıklarını ve tarih ve coğrafya alanlarında belirli ilerlemeler kaydettiklerini dile getirdi. O zamanlarda coğrafi determinizmin kavimler ve devletlerarasındaki ilişkilerin anlaşılmasında önemli olduğundan bahsetti. Fakat coğrafi determinizmin asıl gelişim sürecinin 7-15. yüzyıllar arasında gerçekleştiğini ve bunda Arabların etkin rol oynadığını dile getirdi. Arabların coğrafi determinizm çalışmalarının daha çok tüccarlara yönelik günümüzün pazarlama çalışmaları tarzında olduğunu sözlerine ekledi.

Bu alanın gelişmesinin tarihsel süreci hakkında vermiş olduğu bilgiler arasında coğrafi determinizm ve günümüzdeki jeopolitika alanının ilk olarak İbn-Haldun, yeni çağda Montesque, 19. yüzyılda Fransız ve Alman okulunun sunmuş olduğu bilgi mirasının sayesinde ilerleyerek olgunlaştığının altını çizdi. Buna ek olarak bütün bu bilgi birikiminin üzerinde  jeopolitika alanının oluştuğunu ve Mackinder’ların ortaya çıktığı yönünde görüşlerini bildirdi. Coğrafya’nın kullanımının diğer alanlara da yayılması ile ekonomik coğrafya, tıbbi coğrafya gibi alanlarında ortaya çıktığını ifade etti. Jeopolitika’nın önemli bir alt grublarından birisi olarak günümüzde çevreciliğin gün geçtikçe öneminin arttığını bu alanda Robert Kaplan gibi akademisyenlerin önemli çalışmalarının olduğunu belirtti.

Sovyetler Birliği zamanında coğrafi determinizmin rağbet görmemesinin nedenlerinden birisi olarak Marxism’in fikirleri ile uyuşmamasını gösterdi. Bu noktada uzlaşılamayan noktalardan birisinin devletin tek tip adam yaratma anlayışı olduğunu lakin coğrafi determinizmin ise çeşitli adamlar yaratma fikrinin olduğunu dile getirdi. Ayrıca devlet adamlarının coğrafi determinizme önem vermediğini vede coğrafyacılara coğrafi determinizm konusunda araştırma yapmalarının yasaklandığını belirtti. Bu yüzden 19. yüzyıla kadar olan eserlerin birçoğunun Rusça tercümelerinin olduğunu ve haklarında yeterli bilginin mevcut olduğunu lakin 19. yüzyıl dan sonrasına ait eserler hakkındaki bilgilerin fazla olmadığı yönünde görüşlerini bildirdi.

Dünya’da 200’e yakın ülke bulunduğunu ve bu ülkelerin birbirleriyle ilişkilerini anlamada jeopolitikanın önemli rol oynadığını belirtti. Jeopolitikanın devletlerarası ilişkilerde çatışma ve savaşların nedenleri ile büyük oyuncuların politikalarını sınıflandırarak daha kolay anlamamıza yardımcı olduğunu dile getirdi. Konuşmasının sonunda coğrafi determinizmi uluslararası ilişkiler bağlamının dışında diğer ülkelerle sosyal iletişimin anlaşılmasında da kullanılabileceğini belirtti.

Seminerin sonunda katılımcılar, çeşitli jeopolitik konular hakkında görüş alışverişinde bulundular.

 


Haber Resimleri