Prof. Dr. Cengiz Tomar “Dünden Bugüne Orta Doğu’da Değişen Güç Dengeleri” Konulu Seminer verdi.

 

Ahmet Yesevi Üniversitesi Avrasya Araştırma Enstitüsünde, Marmara Üniversitesi Fen ve Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cengiz Tomar “Dünden Bugüne Orta Doğu’da Değişen Güç Dengeleri” Konulu Seminer verdi.

Seminerin açılış konuşmalarını Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlık Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı Başkan Yardımcısı Sayit Yusuf, Türkiye Cumhuriyeti Almatı Başkonsolosu Rıza Kağan Yılmaz, Ahmet Yesevi Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Prof. Dr. Musa Yıldız ve Avrasya Araştırma Enstitüsü Müdürü Doç. Dr. Nevzat Şimşek yaptı.

Prof. Dr. Cengiz Tomar seminerinde ana hatlarıyla Orta Doğu’da yaşananların tarihsel özeti ile modern sorunlar arasındaki bağlantılar, Orta Doğu’daki güncel gelişmeler, bu gelişmelerin bölge ülkeleri ile küresel ve bölgesel aktörlerin politikalarına etkileri konularına değindi. Orta Doğu kelimesinin İngilizceden çevrildiğini ve aslında Arapçada bu bölgeyi tanımlamak için Maşrik kelimesinin kullanıldığını belirtti. Orta Doğunun insanlık tarihinin merkezi olduğunu ve bunun sebepleri arasında o zamanlarda yaşayan insanların iklim şartlarına ve su kaynaklarına yakın yerlere yerleştiklerini ifade etti.

Orta Doğu bölgesinde Harici, Şii ve Sunni olmak üzere üç ana mezhebin bulunduğunu ve sorunların daha çok İran tarafından desteklenen Şiiler ile Suudi Arabistan’dan destek alan yeni Hariciler arasındaki çatışmalardan kaynaklandığını belirtti. Türklerin Osmanlı ile bölgeye gelmesi ile bölgenin konsolide olduğunu ve Şii yapılanmaların kısıtlandığını dile getirdi. Buna ek olarak bölgenin en huzurlu dönemini 19. yüzyıla kadar  Osmanlı yönetimi altında geçirdiğini vurguladı. Bunun sebebleri arasında Osmanlının, devlete itaat eden ve vergisini ödeyen mezheplere dokunmamasını ve devlet içinde radikallerin çıkmasına izin vermemesini gösterdi.

Seminerinin devamında 19. yüzyılda artan milliyetçilik ve I. Dünya Savaşı ile bu huzurlu dönemin sona erdiğini ifade etti. Bu dönemde Şerif Hüseyin isyanı ve Sykes-Picot anlaşması gibi olayların bölgedeki dengelere etkileri konusunda çeşitli bilgiler verdi. Bu noktada İngilizlerin Arapların tek bir devlet kurmasına izin vermediğini ve 20. yüzyılda yaratılan mikro milliyetçilikler ile günümüzde 23 Arap devletinin bulunduğunu sözlerine ekledi. Bölgede ülkelerin 1950-1980 yılları arasında bağımsızlıklarını kazanmalarına rağmen yönetimin halka geçmediğini, bu süreç zarfında sıklıkla darbelerin gerçekleştirildiğini ve yönetime Batı ve emperyal güçlerin çıkarları doğrultusunda yürüyen diktatörlerin geldiklerini belirtti.

Bölgedeki güç dengelerinin değişiminde önemli rol oynayan 3 temel kırılma noktasının olduğunu ve bunların 1979 yılındaki İran devrimi, 1989 yılındaki Sovyetler Birliği’nin dağılması ve 2001 yılında Türkiye’de İslami kökenlere sahip bir partinin hükümet başına gelmesini gösterdi. Günümüzde bölgenin en önemli sorunlarından birisinin Arap milliyetçiliğinin etkinliğini koruyamaması neticesinde radikal grupların ortaya çıkması olduğunu dile getirdi. Ayrıca ABD’nin zamanında Irak’a girmesinin, Rusya’nın Suriye’ye doğrudan müdahalesinin bölgedeki sorunların artmasına yol açtığını ifade etti. Konuşmasının sonunda bölgede aynı 20. yüzyıldakine benzer yapıda, fakat bu sefer mezhepler üzerinden ayrıştırılarak mikro devletlerin çıkarılmaya çalışıldığını ve bölgede bir harita değişikliğine gidilerek bu doğrultuda El-Kaide, DAEŞ ve PKK gibi taşeronların da kullanıldığı bir stratejinin uygulanmakta olduğunu belirterek sözlerini bitirdi.

 


Haber Resimleri