Ahmet Yesevi Üniversitesinde “Foreign Relations of Early Ming China: Ideology and Pragmatism” Konferansı Düzenlendi

23 Aralık 2020 tarihinde Ritsumeikan Üniversitesi (Japonya) Uluslararası İlişkiler Enstitüsü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zsombor Rajkai “Foreign Relations of Early Ming China: Ideology and Pragmatism” konulu online konferans verdi.

Avrasya Araştırma Enstitüsü Müdürü Doç. Dr. Vakur Sümer’in takdim konuşmasından sonra söz alan Ritsumeikan Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Enstitüsü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zsombor Rajkai, ana hatlarıyla Ming Hanedanlığı’nın (1368-1644) uluslararası ilişkilerindeki ideoloji ve pragmatizm hakkında bilgiler verdi. Ortaçağ Çin tarihinde önemli yere sahip olan Ming Hanedanlığı’nın kuruluşu ve gelişiminden bahseden Prof. Dr. Zsombor Rajkai, hanedanlığın ilk döneminde ülkenin siyasi, sosyal, ekonomik ve askeri olarak geliştiğini ifade etti. Özellikle uzun süren savaşların bitmesinden sonra tarım ve kamu sektörünün hızla geliştiğini,  daimi bir ordu oluşturulduğunu, yönetimin aşırı derecede merkezileştirildiğininin altını çizen Prof. Dr. Zsombor Rajkai, ilk iki imparator Zhu Yuanzhang ve oğlu Zhu Di’nin başarılı saltanatından sonra zamanla devletin çürümeye başladığını vurguladı. İmparatorların yakın ortakları tarafından toprağın tamamen özelleştirilmesinden sonra, devlet sektörünün fiilen ortadan kaybolduğunu söyleyen Prof. Dr. Zsombor Rajkai, Ming Hanedanlığı kendi kendini tecrit politikası izlemeye başlarken, Çin’in kuzeydoğusunda Nurhaci klanının yönetimi altında genç ama güçlü bir Mançular devletinin ortaya çıktığını anlattı. Ming Hanedanlığı, yöneticilerinin zorla vergi toplamalarına karşı ayaklanan köylü isyanları sonucunda devrildikten sonra ülkenin Qing Mançu İmparatorluğu’nun egemenliği altına girdiğini açıkladı.

Konferansın devamında ise Prof. Dr. Zsombor Rajkai, Ming Hanedanlığı’nın Çin’in uluslararası ilişkiler tarihinde önemli rol oynadığını ifade ederek özellikle Ming İmparatoru Taizu (1368-1398) döneminden itibaren Moğollar’dan veya Batı Türk halklarından gelen tehditlerden korunmak için yabancı coğrafya hakkında bilgi toplamaya özel önem verildiğini söyledi. Ming Hanedanlığı’nın Tibet, Kore, Annan (Güney Çin) ve Orta Asya’ya elçi veya kervan göndererek bu bölgelerin haritalarını ve coğrafi verilerini topladığını belireten Prof. Dr. Zsombor Rajkai, ayrıca Yuan Hanedanlığı döneminde çizilen haritalara dayanarak yeni haritalar çizildiğini bildirdi. Ming Hanedanlığı topraklarının batıda Jiayugan Kalesi’ni geçemediği için onun Orta Asya’daki etkisinin önemsiz olduğunun altını çizen Prof. Dr. Zsombor Rajkai, ancak Timur İmparatorluğu ile Ming Hanedanlığı arasındaki ilişkilerin incelenmesinin gerek Orta Asya, gerekse Çin’in dış ilişkileri tarihi hakkında bilgi edinmek isteyenler için önemli olduğunu söyledi. Timur İmparatorluğu ve Ming Hanedanlığı’nın 14. yüzyılın ikinci yarısında eski Cengiz Han İmparatorluğu’nun dağılmasından sonra hemen hemen aynı anda ortaya çıktığını ve iki hanedanın oluşumunun da Çin’in dış dünyaya açılmaya çalıştığı tarihsel döneme denk geldiğinin altını çizerek konuşmasını tamamladı.

Konferans, katılımcıların konu ile ilgili çeşitli düşüncelerini aktarmaları ve soru-cevap bölümü ile sona erdi.


Haber Resimleri