Uluslararası Hoca Ahmed Yesevi Sempozyumu Başladı

UNESCO 2016 Hoca Ahmed Yesevî Yılı kapsamında Ahmet Yesevi Üniversitesi tarafından düzenlenen 28-30 Nisan 2016 tarihleri arasında Ankara’da icra edilecek “Uluslararası Hoca Ahmet Yesevî Sempozyumu” bugün başladı. Türkiye ve 8 ülkeden 70 akademisyenin katılacağı sempozyum, iki gün boyunca farklı oturumlarla devam edecek.

Sempozyumun açılış törenine Başbakan Eski Yardımcısı, Ankara Milletvekili, Güvenlik ve İstihbarat Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Emrullah İşler, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreter Yardımcısı Doç. Dr. İbrahim Kalın, Kazakistan Cumhuriyeti Büyükelçisi Canseyit Tüymabayev, Uluslararası Türk Akademisi Başkanı Prof. Dr. Darhan Kıdırali, Ahmet Yesevî Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Prof. Dr. Musa Yıldız, TİKA Başkanı Dr. Serdar Çam, Ahmet Yesevi Üniversitesi Mütevelli Heyet Üyesi ve Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Muhittin Şimşek, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Muhammet Hekimoğlu, Ahmet Yesevi Üniversitesi Mütevelli Heyet Üyesi ve Vergi Denetim Kurum Başkanı Hüseyin Karakum, TÜRKSOY Genel Sekreter Yardımcısı Prof. Dr. Fırat Purtaş ile çok sayıda akademisyen ve davetli katıldı.

Protokol konuşmalarının ardından, Hoca Ahmed Yesevi Beste yarışmasında dereceye giren besteler seslendirildi. Daha sonra dereceye girenlere ödülleri verildi. 1. Olan eser sahibi Hasan Esen’e plaketini Başbakan Eski Yardımcısı Prof. Dr. Emrullah İşler, 2. olan eser sahibi Şentürk Deveci’ye plaketini Kazakistan Cumhuriyeti Büyükelçisi Canseyit Tüymabayev ve 3. olan eser sahibi Bora Uymaz’a plaketini Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreter Yardımcısı/ Sözcüsü Büyükelçi Doç. Dr. İbrahim Kalın verdi. Mansiyon ödülü alan Türkan Uymaz, Şentürk Deveci, Veysel Aydın ve Ali Polattemir’e plaketlerini Prof. Dr. Darhan Kıdırali, Prof. Dr. Muhittin Şimşek, Hüseyin Karakum ve Dr. Serdar Çam verdiler.

Sempozyumda açılış konuşmasını yapan Ahmed Yesevi Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Prof. Dr. Musa Yıldız, Türk dünyası ve Türk halkları arasında önemli bir köprü vazifesi gören kurumun geçmişten getirdiği birikim ve tecrübesiyle her geçen gün daha ileriye gitmekte olduğunu söyleyerek, "Kurulan dostluk ve kültür köprüsünün daha sağlamlaştırmak ve yeni köprüler kurmak için gayret göstermektedir. Eğitim ve öğretim dili Türkçe ve Kazakça olmakla birlikte bazı bölümlere Rusça ve İngilizce de yapılabilmektedir. Türkiye Türkçesi ile eğitim programlarımızda uzaktan eğitim alanında öncü durumundayız. Kazak Türkçesi ile eğitim programlarımızda çok yakında başlayacaktır. Yayın sahasında ortaya koyduğumuz yeni eserler oldu. Bunların içerisinde Divan-ı Hikmet’in Çağatay dili Türkçesi ile orijinal yazılmış tam metnini Türkiye’de ilk defa yayımladık. Bu eserden görme ve işitme engelli kardeşlerimizin yararlanması için sesli, betimlemeli, işaret dilli versiyonunu hazırladık. Yaptığımız girişimler sonucunda UNESCO tarafından 2016 Hoca Ahmet Yesevi Yılı ilan edildi. 25 ana başlıkta topladığımız UNESCO 2016 Hoca Ahmet Yesevi Yılı etkinliklerimiz çerçevesinde Hoca Ahmet Yesevi’yi layık olduğu şekilde Türkiye’ye ve dünyada tanıtmaya devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Doç. Dr. İbrahim Kalın konuşmasında, "Bugün hakikaten İslam dünyasında, dünyada büyük sorunlarla karşı karşıyayız. Bunların özünde sadece maddi materyal sorunlar değil işin özünde fikri ve manevi kriz yatmaktadır. Bunları aşmak için de bizim o güçlü fikir ve maneviyat kaynağına geri dönmemiz gerekiyor" dedi.

Sempozyumda konuşma yapan Cumhurbaşkanlığı sözcüsü Kalın, UNESCO 2016 Ahmet Yesevi Yılı münasebetiyle Ahmet Yesevi Üniversitesi olarak bir dizi faaliyet başardıklarının altını çizerek, "Bu sempozyumun büyük bir katılımla gerçekleşmesi Yesevi Ocağı'nın bereketinin hala devam ettiğini teyit eden en önemli göstergelerden birisi. Bugün Ahmet Yesevi neden bu kadar önemli? Hikmetin dilini bulmuştur, hikmeti temsil ettiği için Ahmet Yesevi yüzlerce yıl sonra hala bize yol göstermeye devam ediyor. Ben bu Ahmet Yesevi sohbetleri bağlamında konferansta verdiğim ilk konuşmada da ifade etmiştim. Hayatımızda bugün o kadar çok hüküm var ama o kadar az hikmet var ki. Bir şeyin hikmetini kavramadan hükümler sadece kuru birer formaliteden ibarettir. Ahmet Yesevi bize hükmün ötesindeki hikmeti öğreten hekimdir aslında. Çünkü Kur'an'i metoda peygamberi metoda baktığımızda bir konuyla ilgili yasa konmadan önce yani hükme bağlanmadan önce insanların aklına ve kalbine hikmetini anlamaktır. Vahiyinde zaten kalkış noktası budur. Bir şeyin hikmetini, manasını kavramadan zaten onu bir hüküm olarak hayata geçirmekte mümkün değildir" şeklinde konuştu.

Başbakan Eski Yardımcısı Emrullah İşler, İslam dünyasının içine düştüğü durumun içler acısı olduğunu belirterek, “İslam dünyası bu duruma nasıl düştü? Elbette ki bunun nedenleri var baktığımız zaman bu coğrafyada, Osmanlı’nın tarih sahnesinden yok olmasıyla birlikte İslam dünyası gerçekten başsız kaldı" dedi.

Başbakan Eski Yardımcısı Emrullah İşler ise şunları kaydetti: "İslam dünyasının içine düşmüş olduğu durum gerçekten içler acısı bir durum ve hepimiz bu sıkıntıyı bu terör belasını bu kan deryasını maalesef üzüntüyle yaşıyoruz. Bir çözüm bulmak için, bir çözüm arayışı için herkes kafa yoruyor. İslam Dünyası bu duruma nasıl düştü? Elbette ki bunun nedenleri var baktığımız zaman bu coğrafyada, Osmanlı’nın tarih sahnesinden yok olmasıyla birlikte İslam Dünyası gerçekten başsız kaldı. Bunun neticesinde de 20’nci yüzyılı kaybettik şimdi 21. yüzyıldayız. 21. yüzyıla Türkiye olarak iyi bir başlangıç yapmasmıza rağmen bir baktık ki ’Arap Baharı’ ile beraber İslam coğrafyasının çok ciddi meydan okumalarla karşı karşıya olduğunu gördük ve bir yandan elinde silah ’Allahuekber’ diyerek diğer Müslüman kardeşini öldüren, kan akıtan ve bulunduğu coğrafyayı kan gölüne çevirmekte çekinmeyen garip insanların cirit attığı bir coğrafya haline geldi. Bu hale düştüysek eğer o zaman bizim medeniyet kavramımızda bir takım eksiklikler olduğunu kabul etmemiz gerekir."

"Anadolu coğrafyasında kurmuş olduğumuz bizim İslam medeniyeti anlayışının tarih sahnesinde etkisinin azalmasıyla birlikte maalesef bu tür akımların etkin olması neticesinde islam coğrafyası bu kötü duruma düşmüş oldu. Yeni bir medeniyet anlayışını geliştirmek durumundayız" diyen İşler, şöyle devam etti:

"Aslında biz bunun örneğini tarihte verdik. İşte Hoca Ahmet Yesevi’den bahsederken Anadolu medeniyetinin temelini atan başlıca mimarlardan birisidir. Türkiye’de ve dünyada bu alanda çalışma yapan bütün değerli akademisyenlere ve bizlere de siyasetçiler olarak başta Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın her platformda dile getirmeye çalıştığı bu sıkıntıları gidermek, çözümler önermek hepimizin boynumuzun borcu. Ben aslında yaşanan bu acıların bir doğum sancısı olduğunu düşünüyorum. Bu acılardan sonra inşallah yeniden İslam Coğrafyası’nın ayağa kalktığını en kısa zamanda hep birlikte göreceğiz. Ama bu İslam Coğrafyası’nın bir öncüye ihtiyacı var o öncülerin de sizler olacağını, bizler olacağını şimdiden ön görebiliyorum. Dolayısıyla işi sıkı tutmamız lazım, çok çalışmamız lazım, çok gayret etmemiz lazım. Ötekileştirici değil, birleştirici, parçalayıcı değil bütünleştirici olmamız lazım. Bunu başarmamız lazım."

Sempozyum açılış kısmında Tülay Gürses'e ait ‘’Hoca Ahmed Yesevi’den renkler’’ isimli resim sergisinin de açılışı yapıldı. Açılış oturumunda Tunceli Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ubeyde İpek’in oturum başkanlığında Prof. Dr. Kemal Eraslan ve Prof. Dr. Kenan Gürsoy bildiri sundular.


Haber Resimleri