Avrasya Araştırma Enstitüsünde “Yesevi Günümüze Ne Söyler” Konulu Panel Düzenlendi.

 

Kazakistan'ın Almata şehrinde bulunan Avrasya Araştırma Enstitüsü’nün düzenlemiş olduğu “Yesevi Günümüze Ne Söyler” başlıklı panele Ahmet Yesevi Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Prof. Dr. Musa Yıldız ile Ahmet Yesevi Üniversitesi Mütevelli Heyet Üyesi Prof. Dr. Muhittin Şimşek konuşmacı olarak katıldı. Panelin açılış konuşmasında oturum başkanı Doç. Dr. Nevzat Şimşek Hoca Ahmet Yesevi’nin Anadolu, Balkanlar, Afganistan ile Orta Asya’nın çeşitli bölgelerine gönderdiği alperenler ile İslam anlayışının şekillenmesinde ve Müslümanlığın daha iyi anlaşılmasında önemli rol oynadığını ifade etti. Hoca Ahmet Yesevi’nin eserlerinin, fikirlerinin ve öğretilerinin tartışılması için sözü konuşmacılara verdi.

Ahmet Yesevi Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Prof. Dr. Musa Yıldız konuşmasında Hoca Ahmet Yesevi’yi tanıtmanın misyonları arasında bulunduğunu ifade etti. UNESCO’nun 2016 yılını Hoca Ahmet Yesevi yılı ilan etmesi ile birlikte öncelikli olarak 25 başlık altında 250 faaliyet planlandığını lakin sene içerisinde 286 faaliyet gerçekleştirdiklerini belirtti. Bunların arasında çocuklar için hazırlanan kitaplardan 5 dilde yazılmış Divan-ı Hikmet’e ve Türk Dünyası coğrafyasında çeşitli ülkelerde konferanslar, toplantılar ve paneller gibi etkinlikler ile Hoca Ahmet Yesevi’nin düşüncelerini ve eserlerini tanıtan birçok değişik faaliyetin yer aldığını ifade etti.

Konuşmasının devamında Hoca Ahmet Yesevi’nin hayatı, eğitimi ve eserleri hakkında detaylı bilgiler verdi. Küçük yaşta ailesini kaybettiğini ve eğitimini ilk olarak Aslan Baba’nın yanında başlayıp onun vefat etmesi nedeniyle daha sonraları Buhara’daki Yusuf el Hemedani’nin yanında tamamladığını sözlerine ekledi. Hoca Ahmet Yesevi’yi ilk tanıtan kişinin Fuat Köprülü olduğunu ve onun vermiş olduğu bilgilerde 99.000 öğrenciyi eğittiğini belirtmekle beraber onu diğerlerinden ayıran en önemli özelliğinin Arapça veya Farsca yerine hikmetlerini Türkçe olarak halkın direkt kendi dillerinde anlatması olduğunu ve bu yolla geniş kitlelerin İslamı daha iyi anlamalarında önemli rol oynadığını dile getirdi.

Hoca Ahmet Yesevi’nin Divan-ı Hikmet ile Fakrname eserleri hakkında bilgiler vermenin yanında hikmetlerinden örnekler vererek anlamlarının da açıklamasını yaptı. Konuşmasının sonunda Hoca Ahmet Yesevi’nin eserlerini ve düşüncelerini 2017 yılında da anlatmaya devam edeceklerini ve bu alanda akademik çalışmaların desteklenmesi adına karşılıksız olarak 2 yüksek lisans ve 3 doktora bursunun verildiğini belirtti.

Ahmet Yesevi Üniversitesi Mütevelli Heyet Üyesi Prof. Dr. Muhittin Şimşek konuşmasında Hoca Ahmet Yesevi’nin nasihatlerinin bugüne ne söylediği ve nasıl içselleştirilebileceği konusunda görüşlerini paylaştı. Bunların arasında aşk, iyilik etme, tebliğ, riyadan kaçınma ve mazlumlara yardım etme gibi düşüncelerin yer aldığını ifade etti. Hoca Ahmet Yesevi’nin düşünce sisteminde ben veya sen kavramının olmadığını bunun yerine bizin yer aldığını belirterek egonun insanlara imtihan amacıyla verildiğini ve birçok problemin altında egonun yattığını dile getirdi.

Bu fikirlerin insanların hayatına dokunduğu takdirde onun düşüncelerinin ve nasihatlerinin günümüze etkisinin görülebileceğini sözlerine ekledi. Buna ek olarak aşkın Allah’a olan aşk olduğunu ifade ederek herkesin tebliğ ile görevli olduğunu, ilmin ve iyiliğin sürekli tebliğ edilmesi gerektiğini belirtti. Ayrıca akıl ve kalbin bilimin iki kanadı olduğunu, biri olmadan bilimin düzgün bir şekilde gelişemeyeceğini dile getirdi. Dahası günümüz problemlerinden birisinin iletişim sorunu ile onun meydana getirdiği huzursuzluk olduğundan bahsetmekle beraber bunun merheminin ise Divan-ı Hikmet olduğunu vurguladı. Konuşmasının sonunda sözün yaşanırsa kelama dönüşeceğini, yaşanmaz ise kuru gürültü olarak kalacağını belirterek sözlerinin kelama dönüşmesi niyetiyle konuşmasını bitirdi.

Panelin sonunda oturum başkanı Doç. Dr. Nevzat Şimsek 2016 yılının Hoca Ahmet Yesevi’yi tanıma ve tanıtma yılı olduğunu belirtti ve gelecek yıllarda onun hayatı ve eserleri hakkında araştırmaların yapılması gerektiğini ve bu konuda akademik çalışmaların genç akademisyenlerin bir görevi ve ödevi olduğunu ifade ederek konuşmasını bitirdi. Panelin katılımcıların sorularına panelistlerin cevap vermesiyle sona erdi.


Haber Resimleri